Klostrofobi diyoruz biliyorsunuz korkusuna. Eskiden çok şanssızdık, hekimler olarak söylüyorum. Çünkü eskiden bilgisayarlı tomografi ve MR icat olmadan önce, aslında hastalarımız için daha ağrılı bir yöntem olan belinden bir iğneyle girilerek verilen özel bir ilaç sayesinde çekilen röntgenler sonrasında, ki buna diskografi diyoruz, hastalardaki bel fıtığı tanısını koymaktaydık. Bu gerçekten hem hastalar için çok ağrılı bir işlem, hem de hekimler için çok zahmetli ve riskli bir işlemdi. Ama teknoloji o kadar çok ilerledi ki önce bilgisayarlı tomografiyle artık biz hastalarımızın bel fıtığını rahatlıkla koyabilmekteyken, son on beş yıl içerisinde ise MR'ın yaygın kullanılmasından sonra bu sorun da ortadan kalktı. Derken hastalarımızın klostrofobisi, yani kapalı alanda bulunma korkusuyla da nasıl mücadele verilebiliriz sorusuyla karşılaştık. Biz ve biyometrik ile uğraşan bilim insanlarına böyle bir soru gelince de hemen çözümünü halk arasındaki açık olarak MR çekti. Yeni bir MR cihazıyla, artık hastalarımızın kapalı bir ortamda bulunma korkusunu yenerek rahatlıkla bel bölgesindeki rahatsızlıkların filmini çekerek hastalarımızın tanı ve tedavisini başarıyla yürütmekteyiz.
Şimdi ben hastaları duyar gibiyim. "Kalbimde pil var. Onunla çektiremiyorum, ne yaparız?" diye. O zaman da tomografiden yararlanıyoruz, değil mi? Aslında şöyle, birkaç hastamda başıma geldiği için söylüyorum. Tabii ki sizler de bilirsiniz, biz hekimler hastalarımızı muayene ettikten sonra, filmleri izledikten sonra hastalarımızın bize sorduğu en önemli soru, "Hocam, filmi nerede çektireyim?" Genellikle kendisine en yakın ulaşımı rahat olan bir merkezde veya çalıştığımız hastanede bulunan bir MR merkezinde bunu çektirmesini söyleriz. Ancak sizin de bahsettiğiniz gibi özel durumlar olabilir hastanın. Stent takılmış olabilir. Bu tür durumlarda sizin de söylediğiniz gibi, eğer takılan pil ve stent özellikle üç ay öncesinden daha uzun bir sürede takılmışsa, hastalarımıza gönül rahatlığıyla MR çektirebiliyoruz. Ama iki ay önce bir kalp rahatsızlığı sonrasında takılan bir hastaya maalesef hemen manyetik alan cihaz olduğu için MR konulan standın damar yatağından farklı bir bölgeye çıkmasına ve gitmesine sebep olabilir. Ama kalp pili konusunda biraz daha şanslı hastalarımız. Çünkü eğer kardiyoloji uzmanıyla birlikte iletişime geçerek MR çekim ünitesinde kalp pilini takıldığı firmayla irtibata geçirerek, geçici olarak adlandırdığımız özel bir bant yapıştırarak MR çekimi süresi boyunca kalp pilinin durdurulması, tabii ki bazen istenilmeyen kalp durmaları da karşılaşılabilir. O zaman tabii ki gerekli müdahaleyi yapabilecek anestezi ve kardiyoloji doktorlarımızın da bulunduğu ortamlarda biz bu MR'ları çekiyoruz. Biz ameliyatlarda da bu yöntemi kullanıyoruz. kalp pilli olan hastalarda değil mi hocam? Kalp piline müdahale edilip.